Hani hep derler ya biz çok balık hafızalıyız diye; bende diyorum ki nasıl olmayalım. Ülkemiz de her gün inanılmaz majör düzeyde en az 5-10 sayıda olay oluyor. Bu kadar olaya hafıza mı dayanır.Ama bizim görevimiz yapılan hataları yine de ısrarla söylemek olmalıdır.
Şöyle ki ;
31 Aralık 2019'da ilk kez Çin'de ilk hastalık olguları tanısı koyuldu. Çok geçmedi 1 ay içerisinde salgın Ülkemiz de hızla yayıldı, alınan sıkı önlemler ile hastalık düşüşe geçti. sen misin düşüşe geçen bakın özetle neler oldu: Hemen Avm'leri açtık ! tam da 14 günlük tam kapatma yapmamız gereken günlerde. Sonra ne yaptık. 20.000 bin üzerinde vatandaşımızı Umre'ye yolladık !
Sağlık Bakanımız en babacan tavrıyla gerçekleri gizlemeye devam etti! olay anlaşılmasın diye vaka, hasta, ağır hasta, zatüreli hasta tanımlamalarıyla insanların zihniyle alay edildi ! Çocuklarımızı 1 ay önce YKS ve LYS sınavlarına soktuk ki hemen turizmi canlandırsınlar diye. Çocuklarımıza turizm elçisi oluverdiler !
Her gün binlerce Rus turist ağırladık! kısaca, bir an önce insanları virüsün kucağına attık. Peki bütün dünyanın bildiği gerçekleri de bir anımsayalım. Ne, yapılmayı da tekrar kısaca gözden geçirelim.
Öncellikle bu işi çözecek olan siyasiler değildir. Bu iş Toplum sağlığı uzmanların temel önerileri de şunlardır:
1 Sürveyans ile yoğun test taramaları bundan çıkan pozitifleri izole etmeliydi.
2 Kuşku duyduğumuz insanları karantina altına alınmalıydı.
3 Filyasyonla kaynak durumdaki hastaları mutlaka bulmalıydık.
4 Hastalarımızı mutlaka ve mutlaka hastanelerimiz de izolasyona tabi tutmalıydık.
Peki bunları tam anlamıyla yapmayınca ne oldu ? Bir de baktık ki artık yakın çevremizdeki insanlar tek tek hastalanmaya başladı. Hastalık pik yaptı. Ama bu iktidar bütün bu hataları keyif çayı dağıtarak gidermeye çalışıyor.
keyifli günler dileklerimle. sağlıkla kalın.
Zafer Mülazımoğlu : Diş Hekimi