BUGÜN OLANLAR VE OLACAKLAR

 Herkes en ufak sıkıntıda başını kuma gömüyordu.Tek düşüncemiz her olayda kendi evimizin zarar görmemiş olmasıydı. Bir gün bir baktık ki iletişim kuramıyoruz. Medeniyet ile sarıp sarmalanmış bir çağda karşımızda duran insanlardan kaçıyorduk. Yaşamak İçin ihtiyaç duyduğumuz insani ne varsa bir bir siliniyordu hayatımızdan. Hayatlarımız değişiyordu,farkındaydık ya da değildik ama değişim başlayalı çok olmuştu. Aynı tadı vermez olmuştu daha önce sevdiğimiz ne varsa hatta kim varsa. Hep fazlasını istiyor,istediğimizi alana dek yakıp yıkıyorduk. Kazanmak hoyratlaştırmıştı bizi. Kazanırken kaybettiğimiz şeyleri göremeyecek kadar kör olduk sonra. Bir yolda ardı arkası görünmez sıralar oluştu arabalardan. Herkes yol hakkının kendisinde olduğunu söylüyor,en önde bekleyene bile yol vermemek için uğraşıyordu. Evlerin ve eşyanın hep en lüksüne göz dikiyor,en çok mutluluk sadece benim olsun istiyorduk. Kör olmuştuk görmüyorduk,sağır olmuştuk duymuyorduk. En büyük haksızlık bizim uğradıklarımızdı ve en çok bizim hakkımız yeniyordu. En harika evlilik bizimki ve bunu görmeli herkes diyerek paylaşım yapıyor,başka insanların mutluluğunu kıskanıyorduk. Yani sadece ben vardı yaşamda. Milyarlarca insan bizi ilgilendirmiyordu. Sonra ne mi oldu? Doğa dedi ben yoksam sen hiçsin. Sen beni düşünmeyip yalnız kendi mutluluğunu istiyorsun ve beni öldürüyorsun. Benim dayanma gücüm kalmadı. Bundan sonra dostum değil düşmanımsın. Ve geri sayım başladı. İnsan ne vakit yaşamak için doğaya muhtaç olduğunu anlarsa ancak o zaman kurtulacak. Bunun için de bencil heveslerinden vazgeçmek zorunda. Zorundayız!  Yoksa doğa bizi yok edecek. Biz onu yok etmeden!