BES Adana: 3600 Ek Gösterge düzenlemesine tepki olarak iş bıraktı

açıklamayı BES Adana Şube Başkanı  Fatma Sarıoğuz Güney okudu BES Adana Şube Başkanı  Fatma Sarıoğuz Güney açıklamasında şu ifadelere yer verdi. • Eğitim Sağlık ve sosyal güvenlik başta olmak üzere kamu hizmetlerinin piyasalaşmasından, Kamu Emekçileri arasındaki ücret adaletsizliğine,  • Adaletsiz ek gösterge sisteminden, Kamuya işe alım ve kamuda yapılan görevde yükselme sınavlarında mülakat sınavları marifetiyle yaşanan haksızlıklara,  • Emekli yaşının yükseltilmesinden, emekli maaşlarının düşüklüğüne,  • Kamuda siyasi kadrolaşmalardan, liyakat sistemine,  • Güvencesiz çalışma rejimlerine karşı, iş güvencesine,  • Kamu emekçilerinin insanca bir yaşam talebi için Büro Emekçileri Sendikası olarak kurulduğumuz günden buyana  geçen   24 yılda  kararlılıkla, inançla, umutla mücadele ettik , etmeye de devam edeceğiz. Mücadele tarihimizde taleplerimizi görmeyen, gereğini yapmayan siyasi partilerin seçim barajlarının altında kaldığı, siyaset sahnesinden silindiklerini de hep birlikte gördük. 20 yıldır tek başına hükümet olan AKP’de benzer bir sona doğru adım adım gidiyor. “Kriz teğet geçti, kriz miriz yok” söylemlerinin yerini “enflasyon yok, hayat pahalılığı var” söylemlerinin aldığı, emekli maaşlarının asgari ücretin, asgari ücretinde açlık sınırının altında kaldığı, yoksulluk sınırının üzerinde maaş ve ücretlerin ayrıcalıklı hale geldiği ve Maliye Bakanı Nebati’nin dediği gibi dar gelirliler hariç herkesin kar ettiği bir dönemden geçiyoruz.  Son 25 yılın en yüksek enflasyon seviyesine ulaştığımız bir dönemde 2022 yılı için imzalanan %5+%7 maaş zammına imza atan Memur-Sen’in halen yetkili sendika olmasının utancı ile yaşıyoruz. AKP, Memur Sen ortaklığı ile kamu emekçileri yoksullaşmaya devam ederken bu işleyişin aparatı olan TÜİK’e yönetici dayanmıyor. Altı ay ya da bir yıl sonra gerçeği yansıtmayan enflasyon rakamları üzerinden verilen farkları zam diye sunarak,  Enflasyon tahminlerini tutturamayan siyasi iktidarın, TÜİK eliyle enflasyon rakamlarını manipüle ederek,  “Enflasyon yok hayat pahalılığı var” diyerek aklımızla alay edilmesini değil, enflasyondan kaynaklı kayıplarımızın bir sonraki ay karşılanmasını ve enflasyon korumalı maaş uygulamasına geçilmesini istiyoruz.  3600 ek gösterge çıkmazı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın “devrim” diye sunduğu 3600 ek gösterge değişikliği açıklandığı kadarıyla bırakalım devrim gibi olmasını reform bile olamayacak kadar yüzeysel ve verilen sözlerin çok uzağındadır. Bu açıklamalarda basına ifade edilen 1. Derece memurların ek göstergelerini 3600 seviyesine çıkartacağız beyanatı sadece 4 meslek kolu için geçerlidir. (Eğitim, Sağlık, Diyanet, Emniyet). Bunun dışında kalan işkollarımız Maliye, Adliye, Gümrük, Tapu Kadastro, Enerji Maden, Ulaştırma ve Haberleşme, Tarım Orman, Mahalli İdareler, Bakanlıklar ve Taşra teşkilatları, gibi onlarca kamu kurumunda alın teri döken milyonlarca emekçinin umudu ve beklentisi “iflas” ile sonuçlanmıştır. Oysa biz başından beri bu düzenlemenin, adil ve eşit bir standarda oturtulması gerektiğini ve tüm kamu çalışanların istisnasız 3600 ek göstergeye çıkartılması gerektiğini ifade etmiştik. Ancak böyle olmadı. Maalesef görsel ve yazılı basında, “3600 sorunu tüm kamuda çözüldü” şeklinde haberler ve köşe yazıları yayımlandı. Sürecin içinde olmayanların anlamasının mümkün olmadığı ve kelime oyunları ile süslenmiş bu saptırmanın gerçek yüzünü değerli basın emekçileri ile paylaşmayı bu yüzden çok önemli buluyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın “Bütün kamu çalışanları yani 5 milyon 300 bin civarında çalışan ve emeklileri kapsayan bir düzenleme yaptık. Lise mezunu ve ortaokulu mezunu dâhil 600 puan verdik.” söylemini vatandaşlarımız “ciddi bir zam ve kazanım” olarak görebilir. Bu komediyi de izah etmek isteriz. Zira 3600’ün altında kaldığınız sürece bu artışın çalışırken getirisi 45-60 TL iken emekli maaşına getirisi ise 115 TL’den ibarettir. Ve 3600 altında kalan kamu emekçilerinin oranı tüm kamu çalışanlarının %35-40’ına denk gelmektedir. Biz Genel İdare Hizmetler Sınıfında bulunan Büro Emekçileri bu hayal kırıklığı yaratan düzenlemede kapsam dışı bırakılmanın öfkesini bir kat daha fazla hmekteyiz.   Diğer yandan, göstermelik bu 600 puanlık artışın karşılığı “hayalet bir ek gösterge rakamıdır” zira örneğin 2200 ek göstergeye haiz bir emekçinin puanını +600 ile 2800 yaptığınızda; bu şekilde bir barem çizelgede yoktur. Ayrıca 600 puan artışın karşılığı olan tazminat oranları arttırılıp yasal düzenlemesi yapılmadıkça, bu “hayalet ek gösterge artışları” kelime oyunu olmaktan öteye geçemeyecektir. Ülke ekonomisinin dibe vurduğu, sabahtan akşama istisnasız zam ile uyandığımız, asgari ücretin açlık sınırın yarısı bile etmediği, kamu emekçilerinin %99’unun yoksulluk sınırı altında ve açlık sınırına yakın ücret aldığı, ev araba almanın hayal ötesi bir imkânsızlığa dönüştüğü, gerçek işsizliğin %25’lerde gezindiği, metropollerde çalışan yüz binlerce memurun bu karabasan içinde yaşam mücadelesi verdiği koşullarda bizler için 55 TL zamdan fazlası olmayan bu düzenlemeyi, “devrim, reform” gibi satmaya kalkanlara diyoruz ki; 3600 ek gösterge konusunun adaletli ve dengeli çözümü ile özel hizmet tazminat oranları ve emekli aylığı güncelleme katsayısının artırılması talebinin karşılanması için geç kalınmış değildir. Aileleriyle birlikte 20 milyonu bulan kamu emekçileri ve emeklilerine insanca yaşayacak bir maaşın sağlanması seçime endeksli yürütülmemelidir. Meclis’e sevk edilmesi öncesinde ve Meclis’te komisyonlar aşamasında tüm konfederasyonların katılımının sağlandığı toplantılarla taslağa son hali verilmeli, en geniş mutabakatın sağlanması esas alınmalıdır. Adil bir ek gösterge sistemi, insanca bir ücret talep edildi Resmi rakamlarla % 73 lere bağımsız kuruluşlarca yapılan araştırmalara göre % 160’lara varan enflasyonist bir ortamda emekçilerin işe gitmek için katlandığı maliyetlerin başında gelen ulaşım ve öğlen yemeği giderlerinin payı oransal olarak giderek artıyor, metropollerde ve turistik il ve ilçelerde konut kiraları neredeyse maaş tutarına yaklaşmış durumda, çalışan anne ve babaların çocukları için kreşlerin yanından bile geçemiyor Acil olarak servis ve ücretsiz yemek, kira ve kreş yardımı istiyoruz!  Sorunlarımızın nihai çözümünün gerçek bir toplu sözleşme düzeni ve grev hakkımızla ilgili bir yasal düzenleme ile mümkün olacağını biliyoruz.  Siyasi iktidarı yaşanan bu olağan dışı süreçte toplu sözleşme masasına çağırıyoruz. Bakan Nebati’nin dediği gibi bu dönemin tek kaybedeni olan dar gelirliler olarak kayıplarımızın karşılanmasını istiyoruz. Biz Emekçiler, size göre dar gelirliler toplumun %95’iyiz. Sıkıştıklarında “aynı gemideyiz” söylemini dilinden düşürmeyen iktidara Kanadalı Şair Cohen’in şiirinden bir bölümle cevap vererek açıklamamızı bitiriyoruz.  Herkes biliyor geminin su aldığını,  Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini,  Herkes biliyor zarların hileli olduğunu…  Biz eşitlik, adalet, demokrasi ve barış istiyoruz!  Biz insanca bir yaşam, güvenceli iş, güvenli bir gelecek istiyoruz!   Yaşasın BES ! Yaşasın KESK !